2. BL. 3. TK. K. P. TĞM Kemal SALDIRANER

Albay Celal Dora Sunchon şehrine vardığında bizim kaçan askerlerimizi şehir sokaklarında aratmaya başlar, yanına İngilizce bilen Üsteğmen Şeref Ünüver’le 1. Amerikan tümeni ile temasa geçmek, tugayın durumu hakkında, orada toplanan erata yemek temini ve askerleri geri Kunuri bölgesine götürmek için vasıta tedariki için tümen muhabere yerine giderler.
ALBAY DORA O ANI ŞÖYLE ANLATIYOR
Bu esnada 8. Ordu ihtiyatı alarak Sunchon ‘da bulunan bu tümeni ikinci emniyet kademesinden verilen rapora göre düşmanla temasa geçtikleri bildirilmiş ve bu tümende de çekilme için gereken hazırlıklar başlamıştır.
Nitekim yaralılarımızın kendi hastanelerine alarak tedavileri için yaptığım teklife karşılık hastaneyi boşalttıklarını söylemişti. Yemek hakkındaki ricamız kabul edilmiş ve tümenin şube müdürüne gereken emir verilmişti.
Tümen komutanına geriye çevirdiğim erat için vasıta yardımı yapılması hakkında yaptığım teklife karşılık kendilerinin de çekilmek için hazırlık yaptıklarını ve bu durumda vasıta yardımı yapmak imkânına sahip olmadıklarını söylemişlerdi. Kendilerine teşekkür ederek oradan ayrıldım. Oradan çıkınca Güney Kore Askeri Polis karakolunun bulunduğu mahalleye geldiğimiz zaman 5 subay arkadaşımla 5 erden başka kimseyi göremedim. Bu arkadaşlarım Sunchon’un sokaklarını aramakla meşgulken meydana toplanmış olan 500 kadar tahmin edilen bu topluluk tekrar vasıtalara binerek daha gerilere gitmişlerdi. Bir an bile tereddüt etmeden cipe atlayarak harekete geçmiştim. Suckhon şehrinin güney çıkışını takriben bir km. geçtikten sonra yol üzerinde duran ve üzerinde ki Kızılay işaretini gördüğüm 15 kadar ambulans ve diğer nakil araçlarının yanına yaklaştım. Vasıtaları subay ve er kadroları tamam bir halde başlarında sıhhiye bölük komutanı Doktor Bnb. Sayfi Asu ile karşılaştığımda bana “ Albayım başınız sağ olsun, general şehit oldu “dedi. Emir subayı Yzb. Hurşit Güneşli delirmiş gibi sağa sola koşuyor ve ısrar etmemize rağmen bizimle gelmekte direniyordu. Orada kaldı, büyük ihtimalle esir oldu.
Moralin bozulduğu anlarda, akla hayale gelmeyen yalanların söylenebileceğini biliyordum. ”
Durumun vahametini anlayan Celal Dora, sıhhiye bölüğünü de arkasına alarak dağılan birlikleri toplamak için Piyangong yolunda ilerlemeye başlar.
Eğer bu dağılan birlikler toplanmasa idi Türk kuvvetleri için utanılacak bir durum meydana gelecek ve bir daha toplamaları çok zor olacaktı.
Yolda birçok vasıtaya rastlanmasına rağmen durmadan ilerleyerek Piyangong’a kadar gelirler. Saat 14. 00’tür. İlk olarak orada bir Amerikan birliğinin olup olmadığı araştırılır. Orada ki birliğin Seul’a çekildiğini ancak orada bir Amerikan misafirhanesinin olduğunu öğrenirler.
Oradaki misafirhaneye gidilerek kendilerini tanıtırlar. Türk tugayı hakkında da elinde olduğu bilgileri vererek kendilerinin o gece orada misafir edilip edilemeyeceklerini sorarlar.
Amerikalı Albay, Celal Dora ’nın bu teklifini memnuniyetle karşılar. Tugaydan kopan Türk birliği Piyangong’ta toplanır.
Henüz yorum yapılmamış.