26 Ocak 1951

23.12.2007
115
26 Ocak 1951
REKLAM ALANI

Hareket zamanı beklenirken iki asker arasında şu konuşama geçer:

“ – Hazırız, silahımızla da yüreğimizle de hazırız, daha ne duruyoruz? Beş on dakika evvel bismillah diyerek ileri atılsak ne olur sanki?

REKLAM ALANI

– Herhalde bunun bir sebebi var ki bekliyoruz. Acele etme, acele işe şeytan karışır.

– İyi ama, bu gün de saat, köydeki benim kağnı arabasından daha ağır yürüyor.

– Yüreğini geniş tut, nasıl olsa yürüyeceğiz. Eyvallah o Çin domuzlarının dersini vereceğiz. Benim adağım, sevgili şehit hemşerim Hasan Onbaşının bir parmağı adına on imansız düşmanın canını cehenneme göndermektir. Allah bu adağımı yerine getirirse ondan sonra ben de şehit olsam gam yemem.

– Allah büyüktür, Kunuri’deki düşmanı burada da karşımıza çıkardı ki öcümüzü alıp acımızı bastıralım”.

Derken subayların, çavuşların harekete geçiren seslenmeleri duyulur. Konuşanlar “ YA Allah! Sana sığındık, bizi utandırma” diyerek soğuktan buzlanmış silahlarını birer sevgili gibi öperek mangalarıyla diğer mangalar gibi harekete geçerler.

5. Takım komutanı tanka binmiş halde 1. Takımın başında taarruz başlar. Tanklar kasabaya yaklaşarak ateş altına alırlar. Bu arada Amerikan uçakları da havadan bombardımana başlar.

Bu kuvvetli ateş altında 1. Takım kasabaya güneyden, 3. Takım da doğudan hücuma geçer. İhtiyattaki mangalar da hücuma katılır. Hücum edenler kasabanın savunulan evlerine, sokak barikatlarına, berkitilmiş yerlere birer birer saldırırlar. Kasaba içinde boğaz boğaza boğuşmalar, şiddetli süngü muharebeleri başlar. Türk askeri düşmanı birer birer tepeleyerek kasabayı alır.

7. Bölük ileri harekette iken, savunma durumunda bulunan düşmanın ateş hattına düşer. Bölük geri çekilerek bu ateşten kurtulur.

O gün Amerikan 1. Kolordu komutanı General MELBURN, Türk muharebe sahasına gelerek muharebeleri yerinde izlemiş ve Türk askerini yürekten kutlamıştır.

156 RAKIMLI TEPEYE TAARRUZ:

Bu tepe düşman mevziinin kilit noktası konumundadır. Karşıdaki düşmanın da Çin ordusuna mensup 38. Tümen olduğu anlaşılmış bu durum Türk askerinde bir intikam hissi uyandırmış ve intikam alma zamanının geldiği görülmüştür.

Bu tepede birkaç sıra 5–10 kişilik üstü kapalı ağır ve hafif makineli tüfek ve havan mevzileri ile kuvvetli berkitilmiş, ateş mevzileri birbirini yan ateşi ile koruyacak şekilde ve dağınık haldedir. Kapalı mevzilerin aralarına da üstü açık siperler ( irtibat hendekleri) yapılmış ve bütün tahkimat dikkat ve ustalıkla gizlenmiş durumdadır.

Tepe topçu ve havan ateşleri ile dövülmeye başlanır, fakat mevzilerin çok yakınlarına düşen top mermileri dahi mevzilerdeki düşmana etki etmez. Bu atışlar düşmana zarar verse de savunma gücünü kıramamıştır.

Arazinin engebeli olması tanklarla hücumu zorlaştırmaktadır.

10. Bölük ilerlerken düşmanın etkili ateşiyle karşılaşmıştı. Bölük komutanı mevzilerinde gizlenmiş olan düşmanı ortaya çıkarmak için, açık hedefler göstermeğe başlar ve düşmanın silahlarını ateş etmeye zorlamak için de bütün bölük cephesinde yalnız bir takım ilerletir. Düşman bu ilerleyenin hücum birliği olduğu kanısına vararak bütün savunma silahları ile ateş açar. Bu suretle meydana çıkan düşman silahları bölüğün silah takımı ve bölük emrindeki ağır silahlarla ateş altına alınır.

Ateş üstünlüğü elde edilince diğer takımlar da ilerletilmeye başlanır. Ustalıkla ve görev aşkıyla ilerleyen mangalar pek az kayıpla hücum mesafesine kadar yaklaşırlar. Hava kararırken 11. Bölük ve 2. Bölük sert düşman direnişi ile karşılaşır.

10. Bölük, topçu ateşini bölüğün 100- 150 m . Önüne aldırarak bu ateşin arkasında ilerlemeye başlar ve bölük ilerledikçe de topçu ateşleri ileriye kaymaya devam eder. Ateş üstünlüğü elde edilmiş, artık sıra süngü hücumuna gelmiştir.

Hücuma başlanacağı sırada 10. Bölüğün 3. Takım komutanı üsteğmen, omzundan yaralanır. Bu olayı yakinen gören bir er olayı herkese açıklar. Bu heyecan hücuma kalkmaya hazırlanan takımın erlerine sirayet eder ve takım erlerini kararsızlığa düşürür. Bunu hisseden yaralı takım komutanı üsteğmen, şiddetli düşman ateşine ehemmiyet vermeyerek yaralanmamış olduğunu erlerine göstermek maksadıyla ayağa kalkar, bu defa da boynundan vurulur.

Bir er, subayın cesaret ve fedakÂrlığından heyecanlanır; “subayımın intikamını alacağım” diye bağırır ve yalnız başına ileriye fırlar. Bu cesur erin harekâtı takıma hücum komutu yerine geçer ve bütün takım erleri birden bire ayağa kalkarak düşmana doğru koşarlar. Bölüğün diğer takımları da hücumun başladığını görerek kendiliklerinden ayağa kalkıp ileriye koşmağa başlarlar. Bütün bölük “ ALLAH ALLAH.. ” sedaları ile hücuma başlarlar, bütün bölük bir anda düşman mevzilerine girer, bütün düşman süngüden geçirilir. Kaçanlar da ateşle yok edilirler. Fakat mevzilerinde bulunan düşman ağır makineli tüfekleri ile direnmeye devam etmektedir. Bu düşman ateşleri de ateş altına alınarak saat 17. 30 civarında tepe alınır.

KUMYANGJANG-Nİ MUHAREBELERİNDE İKİ TARAFIN KAYIPLARI:

Amerikan resmî makamlarınca düşman kaybı 1734 olarak açıklanmıştır.

Türk askerinin kaybı ise bir astsubay ve 11 er olmak üzere 12 şehit; bir subay, bir astsubay ve 29 er olmak üzere 31 yaralıdan ibarettir.

Amerikan piyade komutanı Yarbay Blair’in resmî raporu ve 1. Amerikan Kolordusunun günlük gazetesinde yayınlanan düşünceleri:

“8. Ordunun yaptığı mahdut hedefli taarruz yavaş yavaş ilerlerken, bu hafta sonunda Kore harp tarihinde kahramanlık öyküleri de yazılmıştır.

Türklerin karşısındaki düşman, kaçmaya vakit bulamamıştır. Bunlara bulundukları mevzii her ne pahasına olursa olsun tutmaları emredilmiş ve tutmuşlardır, fakat hayatlarını kaybetme pahasına.

Bu hareket, şüphesiz ki bu harbin en kanlı piyade muharebesi olmuştur. Şahsî tecrübeme dayanarak şunu kesin olarak söyleyeyim ki, bu taarruz herhangi bir harbin en kanlı muharebesi olmuştur.

Türkler harikulâde, harp tarihinde uzun müddet yaşayacaktır. Çinliler, gördüğüm boş mermi kovanlarına bakılırsa, çok şiddetli çarpışmışlardır. Bir Çinli de el bombasını atmak üzere ve bomba elinde iken öldürülmüştür.

Komünist Çinliler iyi donatılmışlardı. Tüfekleri, otomatik silahları ve havanları vardı. Giyimleri iyi idi. Çift muflonlu ayakkabıları vardı. Yiyecek ve cephaneleri ise pek çok idi. Disiplinleri iyi olmalı idi, aksi halde mevzilerinde ölmezlerdi.

Kaide olarak, bu gibi hazırlanmış mevzilere taarruzda, taarruz eden tarafın savunan tarafa nazaran üç misli kuvvetli olması lâzımdır. Hâlbuki burada, mevzilerdeki her kızıl Çinli ile bir Türk çarpışıyordu. Ancak, Türkler çok üstün nitelikli askerlerdi. ”

26 Ocak 1951 komünistler 156 rakımlı tepede imha edilir.

Sabah Türk’ün zaferiyle ışımıştı.

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.