Kore Savaşı´Nın 48. Yıldönümü – Dr. Nurettin Akman

Sn. Başkan değerli milletvekilleri;
Askeri ve siyasi tarihimizde önemli bir yeri bulunan kore savaşı’nın başlamasının 48 nci yıldönümü münasebetiyle şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygı ile selamlıyorum.
Kore “sabah ülkesi” anlamına gelmektedir. Kore yarımadası jeopolitik durumu nedeniyle asırlardan beri çatışma ve savaş alanı olmaktan kurtulamamış, bu savaşların her birinde yabancı kuvvetler çarpışmış ve her defasında yenilen ezilen kore halkı olmuştur. Kore toprakları çin’in, japonya’nın ve rusya’nın tarih boyunca ilgi alanı olmaktan kurtulamamıştır.
Kore harbi; istilaya uğramış bir ülkenin özgürlüğü uğrunda birleşmiş milletler’in ilk müşterek silahlı karşı koymasıdır.
Sn. Başkan değerli milletvekilleri;
Savaş öncesi kore’deki durumu şöyle özetleyebilirim.
1945 yılında, abd ile sovyetler birliği arasında yapılan bir anlaşmaya göre ikinci dünya savaşı sonrasında kore, abd, sovyetler birliği, ingiltere ve çin’in ortak vesayeti altına girecekti. Postdam konferansı’nda sovyetler birliği uzak doğu’daki savaşa katılmaya karar verince, askeri harekat bakımından kore toprakları 38 inci enlem çizgisi ile ikiye ayrıldı. Bu çizginin kuzeyi sovyetler birliği’nin güneyi de abd’nin askeri harekât sahası olarak kabul edildi. Savaşın sonunda kore, kuzeyi sovyetler birliği güneyi de abd’nin işgali altında olmak üzere fiilen ikiye bölünmüştü.
Birleşmiş milletlerin çabaları bu iki kore’nin birleşmesine imkan vermedi. 1948 yılında her iki kore’de yapılan seçimler sonucu, kore kuzey ve güney olmak üzere ikiye bölündü.
Güney kore’deki ve japonya’daki abd varlığı, sovyetler birliği ve k.çin’i rahatsız ediyordu. Bu iki devletten destek alan k.kore 25 haziran 1950 tarihinde aniden saldırıya geçerek g.kore’yi işgale başladı. Bunun üzerine birleşmiş milletler güvenlik konseyi k.kore’ye karşı askeri müdahalede bulunma kararı aldı.
Bm’nin savaş çağrısına olumlu cevap veren türkiye, içinde bulunulan durum da dikkate alınarak tbmm’nin 30 haziran 1950 tarihli oturumunda güney kore’ye asker gönderme kararı aldı. 25 temmuz 1950’de ise alınan karar doğrultusunda genel kurmay başkanlığı kore’ye gönderilmek üzere; 1 komutanlık karargahıyla 3 piyade taburundan ve gerekli yardımcı birliklerden meydana gelen 1 tugay ile 241nci piyade alayı görevlendirilmiş oldu. Kurtuluş savaşı’ndan beri savaş alanlarına girmemiş olan türk askeri, kore savaşı’nda destan denebilecek kahramanlık örnekleri vermiştir. Bu savaş türkiye’nin 1952 yılında nato’ya alınmasında da çok önemli bir rol oynamıştır.
Kore savaşı’na 16 ülke askeri birlik ile 6 ülke ise tıbbi yardım araçlarıyla katılmışlardır. İlk kafilesi 25 eylül 1950 tarihinde iskenderun limanından hareket eden, tuğgeneral tahsin yazıcı’nın emir ve komutasındaki 5083 kişilik türk tugayı 18 ekim 1950 tarihinde kore’nin güneyindeki pusan limanına ulaşmıştır. Türk tugayı iki gün sonra kuzeydeki taegu şehrine intikal ederek bm kuvvetleri’ne katılmıştır.
Kore’de savaşan her tümenin bir kapalı ismi vardı. Türk tugay’ına da north-star (kuzey yıldız-kutup yıldızı) ismi verilmişti.
Değerli milletvekilleri;
25 haziran 1950’de 38 inci paraleli aşarak g.kore’ye saldıran k.kore kuvvetleri, g.kore’nin büyük bir kısmını ele geçirmiştir. G.kore’nin elinde sadece pusan-taegu köprübaşı kalmıştı. Bu saldırı karşısında; abd birlikleri ve diğer bm kuvvetleri savaşa müdahale ederek durumu tersine çevirmiş, k.kore ordusu bozguna uğrayarak geri çekilmiştir. Bm kuvvetleri kuzeye ilerleyerek çin(mançurya) sınırına kadar dayanmışlardır. Bu gelişmeler karşısında k.çin, savaş için yığınak yapmaya başlamıştır.
27 kasım 1950 tarihinde düşmanla ilk teması sağlayan türk tugay’ı savaşın sona erdiği 27 temmuz 1953 tarihine kadar; savaş azim ve iradesini koruyarak, kore savaşının her safhasında her türlü muharebe harekâtına katılmış üzerine düşen tüm görevleri en iyi şekilde yerine getirmiştir. Türk tugayı’nın icra ettiği muharebelerden; kunuri, kumyangjang-ni, seul savunması ve vegas muharebeleri savaşın kaderini değiştiren önemli muharebelerdir.
Değerli milletvekilleri;
Kore’de savaşan türk tugay’ı, savaşın kaderini dört kez değiştirmiştir. Kunuri ve kumyangjang-ni muharebeleri ile yenilmez diye nitelenen k.çin ordularını yenerek bm kuvvetlerini büyük bir hezimetten kurtarmış ve bm ordularının kore’yi terk etme düşüncesinden vazgeçmesini sağlamıştır. Seul(sosari) savunması ile başkent seul’ün düşman eline geçmesine mani olmuş, vegas muharebesi ile de ateş-kes anlaşmasının yapılmasını sağlamıştır.
Bu muharebelerdeki başarısı sebebiyle tugayımız, kore cumhurbaşkanlığı birlik nişanı, amerika birleşik devletleri kongresinde “mümtaz birlik madalyası ve beratı” amerika birleşik devletleri cumhurbaşkanlığı’nca “logien of merit” nişanı ile taltif edilmiştir.
Kore savaşlarında türk tugayında 741 asker şehit olmuş 2147 si yaralanmıştır. 234 askerimiz esir düşmüş. 175 askerimiz ise kayıp olmuştur (kore’de şehit olan askerlerimizin isimleri ankara’daki kore anıtı’nda yer almaktadır). Kore’ye giden askerlerimizden 25 eylül 1950 – 27 temmuz 1953 tarihleri arasında savaşa iştirak edenler 1005 sayılı kanunla “gazi” ünvanını almışlardır.
Çinliler esir kamplarında esirlere her türlü yalan, şaşırtma, korkutma ve işkence metotları uygulayarak beyin yıkama faaliyetleri sürdürmüşlerdir. Esir kamplarındaki olumsuz her türlü şartlara en iyi dayanan türkler olmuştur. Amerikalı esirlerin % 50’ si bu kamplarda ölmüştür. Esir kamplarında ölen türk askeri olmamıştır. Çünkü esir olan türk askerleri bu kamplarda dirençlerini kaybetmediler, emir ve komuta zincirini hiçbir zaman bozmadan, askeri disiplini her zaman muhafaza etmişlerdir. Disiplin, davranış ve teşkilatlanma noksanı, kötü yaşam koşulları ve kültür gibi nedenlerden dolayı esir kampı yaşamına ayak uyduramayan birçok birleşmiş milletler askeri hayatını kaybetmiştir. Türk askeri örf ve adetlerine düşkün, her zaman ailesine, devletine ve ordusuna sadıktır. Esir kamplarında 24 saat birbirlerine destek olmuşlar, kamp yaşamına topluca katılarak hayatlarını idame ettirmişlerdir. Yürüyemeyen arkadaşlarını sırtlarında taşımışlar, hasta olan, üşüyen arkadaşlarını vücutlarıyla ısıtmışlardır.
Türk askeri, çanakkale’de, sakarya’da, dumlupınar’da yaşattığı destanı kore’de de göstermiştir. Emir komuta gereği uygulamak zorunda olduğu bm ordularının geri çekilme harekâtlarını bir zül saymıştır. Ölmeye programlanmış çin askerine muharebe meydanlarını dar etmiştir. Türk süngüsü çinlilerin kâbusu olmuştur.
Kore savaşı aynı zamanda canını hiçe sayan kahraman türk askerleriyle de destanlaşmıştır. 22 nisan 1951’de, çin kuvvetlerince kuşatılan piyade bölüğünde görevli topçu ileri gözetleyici üsteğmen mehmet gönenç’ten şu telsiz mesajı alınmıştı. “düşman bulunduğum tepeyi işgal etti. Çok şehit verdik. Telsizcimiz de şehit oldu. Koordinat veriyorum. Bataryalar ateş etsin”. Bunun üzerine topçu irtibat subayı da telsizle şu cevabı vermişti. “verdiğiniz koordinatlar bulunduğunuz yerdir” üsteğmen gönenç’in verdiği cevap şöyleydi: ”evet öyle. Biz düşmana teslim olmak istemiyoruz. Bizi onlara teslim etmeyin. Vasiyetimiz budur. “bizi ateşlerimizle şehit edin” üsteğmen gönenç’in bu vasiyeti yerine getirilmişti.
türk tugayı, savaş alanlarında anne ve babasını kaybeden, kimsesiz kalan koreli çocukların eğitimleri için seul-suwan’da,tugay karargahının bulunduğu yerde “Ankara” adıyla yatılı bir ilkokul açmıştı. 200 civarında çocuğun eğitim gördüğü ve 10 koreli öğretmen ve idarecisi bulunan bu okul tugay’ın türkiye’ye dönmesiyle birlikte kapanmıştır.
Türk askeri, kendi yurtları için tanıdıkları hürriyet prensipleri kadar, bm ideallerini de benimsemiş ve bu inançlarını savunmak için gerektiğinde hayatlarını dahi feda etmekten geri kalmamışlardır.
Türk askeri savaş sona erdikten sonra da bir müddet kore’de kalmaya devam etmiştir. 1961 yılında tugay türkiye’ye dönmüş yerine bölük seviyesinde birlik bırakılmıştır. 1965-1971 yılları arasında ise manga seviyesinde bir şeref kıtası tokyo’da türk silahlı kuvvetleri’ni temsil etmiştir.
Kore savaşı türk ve g.kore halkı arasında sarsılmaz bir kardeşlik bağı oluşturmuştur. 2002 dünya futbol müsabakalarında bu kardeş halkın türk takımına ilgisi takdire şayandır.
Bugün güney kore’nin önde gelen şirketleri hyundai, rotem ve sk grup ülkemizde önemli yatırımlara imza atmaktadır.
Hyundai, rotem hızlı tren, sk grup ise telekomünikasyon tüp geçit, tünel ve otoyol projeleri üzerinde çalışmalar yapmakta, her iki ülke arasındaki ilişkiler gün geçtikçe gelişmektedir.
Sn. Başkan değerli milletvekilleri;
Bu vesile ile kore savaşı ile birlikte temelleri atılan ülkemiz ile Güney Kore arasındaki bu kardeşliğin daha da yücelmesini diliyor, yüce heyetinizi saygı ile selamlıyorum.
Henüz yorum yapılmamış.