Aliyev, Kore ve Afganistan

Aliyev, Kore ve Afganistan
REKLAM ALANI

Türkiye’nin NATO’ya üye olmasında Kore’de şehit düşen 721 asker büyük pay sahibi

REKLAM ALANI

1998’de bir bahar akşamı. Bakü’de, Azerbaycan Başkanlık Konutu Ak Ev’de Haydar Aliyev’in verdiği akşam yemeği ardından sohbet ediliyor. Zeminin iki kat altında, Aliyev’in özel bölmesindeyiz.
Gece ilerledikçe Aliyev geçmişe dönüyor, önce Sovyetler Birliği Komünist Parti Politbüro üyesi olduğu, daha sonra da KGB üst yönetiminde bulunduğu yılları anlatmaya başlıyor.
“Bu görevlere gelebilen tek Türk, tek Müslüman bendim” diye başlıyor. “Ordu akademisinde okudum, KGB akademisinde okudum, çok özel tarihi bilgiler aldım. Biliyor musunuz, biz Türkiye’yi büsbütün kaybettiğimizi ne zaman anladık?”
Nuri Çolakoğlu ile gayrıihtiyari göz göze geldik. Aliyev iyice geçmişe dönmüştü: Belki sohbetin derinliği, belki dil sürçmesinden,
‘biz’ derken herhalde Moskova’yı kastediyordu.
“İki şey vardır” diye devam etti Aliyev.
“Biri Kore’ye asker göndermeniz oldu. Böylece NATO’ya girebileceğinizi anladık. Sonra da NATO’ya girdiniz. O zaman Türkiye’nin kapitalist ülkeler safına geçtiği, Moskova etkisinde olamayacağı ortaya çıktı.”

Kore ve Afganistan
Önceki günkü basın toplantısında Başbakan Ecevit’e “Afganistan’a asker gönderme kararı Cumhuriyet tarihinde başka hangi olayla karşılaştırılabilir?” diye sorarken aklımda Aliyev’in bu cümleleri vardı.
Ecevit’in “Kore, NATO ve Kıbrıs” demesi, Aliyev’in dediklerini doğruladı.
Afganistan’a asker gönderme kararının, toplum hafızasında Kore’ye asker gönderme kararını çağrıştırması, Kore olayının
ayrıntılarını anımsamayı gerekli kılıyor.
İkinci Dünya Savaşı ardından 38’inci paralel boyunca kuzey ve güney olmak üzere ikiye bölünen Kore’deki zoraki barış, 25 Haziran 1950’de, Moskova destekli Kuzey ordularının (Çin’e emrivaki yaparak) sınırı aşmasıyla bozulur. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağıran ABD, 27 Haziran’da 7. Filo’ya bağlı güçlerini Kore’ye çıkartır ve üç yıl sürüp 5 milyon kişinin ölümüne neden olacak büyük savaş başlar.
Türkiye o sıralar kendini yeni kurulan Batı ittifakına kabul ettirip Moskova’nın baskısını dengeleme çabasındadır. Stalin-Molotov ikilisi ABD’nin savaş sonrası SSCB’nin Akdeniz’e inişine ne kadar izin vereceğini anlamak istemektedir. Dışişleri Bakanı Molotov 7 Haziran 1945’te Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Selim Sarper’i makamına çağırarak, “1922’de Sovyetlerin zayıflığı nedeniyle Türklere bırakılan Kars ve Ardahan ile Boğazlar’da (Çanakkale’de) bir üs” üzerinde hak iddia eder. 18 Ekim 1946’da ültimatom yenilenir. ABD Başkanı Truman 12 Mart 1947’de ilan ettiği Truman Doktrini ile Türkiye ve Yunanistan’a “Arkanızdayım” der.
İnönü bunu fırsat bilip, 1949’da kurulan Batı ittifakı NATO’ya üye olmak için 11 Mayıs 1950’de başvurur. NATO Konseyi kabul etmez: Belçika, Danimarka ve Norveç Türkiye’yi “Batı uygarlığına dahil olmadığı” gerekçesiyle istememekte, İngiltere de “Ortadoğu çerçevesindeki bir güvenlik anlaşmasında yer almasını” tercih etmektedir.
Bu şartlar altında Kore Savaşı başlar. Ankara Kuzey Kore’yi kınar, BM’nin asker çağrısına ABD ardından olumlu yanıt veren ikinci ülke olur ve 1950 Eylül’ünde ikinci başvurusunu yapar. Ancak o da reddedilir. Menderes hükümeti, ağır eleştirilere rağmen asker gönderme kararından caymaz. Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki Türk Tugayı 16 Ekim’de Pusan Limanı’na çıkar ve 25’inci Amerikan tümeninin kontrolünde ağır çatışmaların yapıldığı Kunuri bölgesine geçer.
Türk Tugayı Kunuri’de 4 gün süren bir çatışmada 721 asker ve subayını kaybeder.
Türkiye, Yunanistan’la birlikte 21 Eylül 1951’de NATO’ya resmen davet edilir, 11 Ekim’de imzalanan Londra Protokolü ile de üye olur.
Türkler sonunda Batı’nın kapısı kapanmadan kendisini öbür tarafa atmıştır. Bunda Kore’de şehit olan 721 askerin payı olmadığını kimse söyleyemez.

Olmasa ne olurdu?
Buna kimse kesin bir yanıt veremez. Ama Türkiye’nin Ortadoğu batağına sürüklenip BAAS diktatörlüklerinden biri olmaya itilmekten 721 Kore şehidi sayesinde dönmüş olduğu tahmini yapılabilir.
Gerçekler bazen tahminlerin ötesinde acı.
Ama hâlâ gerçek.
Afganistan’a asker göndermesi tartışmasına bu gözle de bakmak gerekir.

Radikal : Murat YETKİN

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.