Yüzbaşı Cevat OLHON’un Şehit Edilişi

Yüzbaşı Cevat OLHON’un Şehit Edilişi
REKLAM ALANI

YÜZBAŞI CEVAT OLHON’UN ŞEHİT EDİLİŞİ:

“ 5. Bölük Komutanı iken yaralanarak tedavi gören, sonra da sargılardan kurtulmadan çolak koluyla hastaneden biran önce çıkmak ısrarında bulunan ve 7. Bölük Komutanı olan kahraman Yzb. Cevat Olhon 11 Nisan’ da bölüğüyle öyle bir taarruza geçti ki, düşman kısa bir süre içinde mevzilerini bırakıp kaçmaya başladı.

REKLAM ALANI

Tugayın bir gün içinde yaptığı kanlı savaşlarda yaklaşık kırk kadar şehit ve yaralı vermesi ve düşmanın savaş alanında yetmiş kadar ölüsünün sayılması, çeşitli silahların ve altı tutsağın ele geçmesi savaşın çetinliğini gösteriyordu. Yaptığım soruşturmalara göre, karşımızdaki tepeler hattında 76. Çin Tümeni vardı.

7. Bölüğün gösterdiği başarı 3. Taburun tepeler hattını ele geçirmesine ve yine az kayıpla geçiştirmesine neden oldu. Zaman zaman tabur gözetleme yerine çıkar, savaş alanının heyecanlı anlarını izlerdim. Gözetleme yerinde bulunduğum bir sırada, SCR 300 telsiz cihazından şu anonsu duyduk: “ Bir kartal uçtu!”

Bu, şifre olarak bir subayın şehit olduğunu bildiriyordu, şehidin kim olduğunu manyetolu telefonla tabur karargâhından sordum. Konuşmam, üzüntümü açığa vurduğu için olacak, önce isim vermek istemediler. Israrım üzerine acı sonu bildirdiler: Öğrenince üzüntüm daha da arttı. 14 şehit arasında 7. Bölük Komutanı Yzb. Cevat Olhon da vardı.

Bu haberi aldığım zaman neye uğradığımı bilemedim. İnanmak istemediğim bir haberdi bu. Yzb. Cevat Olhon girdiği bütün savaşlarda üstün başarı kazanmıştı. Bildiğimize göre yaralanmasının dışında dört büyük olayda ölümü yenmiş yaşaması mucize sayılmıştı. Bu dört büyük savaş olayları sonucunda, Yzb. Olhon’ a “ Kurşun işlemiyor” sözleri duyulmaya başlamıştı.

Hiçbir zaman neşesini kaybetmeyen, bölüğünün en önünde giden, yürekli bir savaşçı olan ve savaşın en tehlikeli anlarında birliğini çekip çevirerek başarı sağlayan, güç anların komutanı idi.

Şehit olanların törenleri geride bando eşliğinde tugayda yapılırdı. Yine böyle bir törende Alay imamı ile yaptığı bir konuşması nasılsa hepimizin malûmu olmuştu. Yzb. Cevat Olhon şöyle konuşuyordu:

-İnsan bir defa ölür. Ben her şehit töreninde ölüyorum.

Şehitler Suwan’da bulunan ve adına “Cennet Tepesi” dedikleri yerde geçici kabirlere konulurdu. Pusan’da BM Mezarlığı yapılınca, Suwan’dakiler de Pusan’a gönderildi.

Türkler, dinleriyle ilgili usul ve törenleri yerine getirmeden şehitlerini gömmek istemiyorlardı. Bu nedenle olacak, savaşta yalnız yaralıların değil, en ufak bir andan yararlanıp şehitlerini de düşmana bırakmadan sırtlarında bile olsa geriye taşıyorlardı. ”

Gece boyu süren şiddetli yağmurlarla Hantan nehri kabararak derinliği bir metreden fazlaya çıkar.

Nehir çok büyük zorluklarla ve yürüyerek geçilir. Asker geceyi soğuk, şiddetli rüzgâr ve yağmur altında geçirmiş ve ıslanmıştı. Şimdi de boğazına kadar suya girmiş bir daha ıslanmıştı. Bu haller askeri çok yorar ve hırpalar. Askerin hastalanması, özellikle daha çok gayret göstermiş olan subayların sıhhatlerinin korunması önem kazanır. Birlikler, karşı sahilde kayalar arsında soğuk havada elbise kurutmaya çalışırken, aynı zamanda savunma tertipleri, taarruz hedefine ulaşmak için de taarruz tertipleri almakta ve yakında olan düşmanla ateş muharebesi yapmaktadırlar

Ölümü hiçe sayan topçu Ütğm. Şehit Mehmet GÖNENÇ

22/23 Nisan 1951 gecesi düşman genel taarruza geçmiş, 9. Bölüğün savunma bölgesinde topçu ileri gözetleme subayı olan Üsteğmen Mehmet Gönenç’ ten şu telsiz haberi alınmıştı:

– Düşman bulunduğumuz tepeyi işgal etti. Çok şehit verdik. Telsizcimiz de şehit oldu. Koordinatları veriyorum. Bataryalar ateş etsin.

Alay topçu irtibat subayı telsizle şu cevabı vermiştir.

– Verdiğin koordinatlar bulunduğun yerdir.

Topçu Üsteğmen Mehmet Gönenç’ in ise verdiği cevap şöyledir:

-Evet öyle; biz düşmana esir olmak istemiyoruz! Bizi onlara teslim etmeyin! Vasiyetimiz şu: Bizleri kendi ateşlerimizle şehit ediniz! Tekrar koordinatları veriyorum… Bütün bataryalar buraya ateş etsin! Dedi ve sesi kesildi.

Bu telsizi alan alay irtibat subayı Yüzbaşı Refik Soykut yüreğinden vurulmuş bir halde topçu taburunu güçlükle bulabildi.

Topçu tabur karargâhında bu ölüm dileğinde bulunan Topçu Üsteğmen Mehmet Gönenç ‘in verdiği telsiz isteğini dinleyen, şu subaylardı: Tabur Komutanı Yarbay Tahsin Kurtay, yardımcısı Binbaşı Ahsen Saya, S-III Binbaşısı Lemsi Eralp ve 25. Tümen Topçu Taburunda irtibat subayı görevlisi Yüzbaşı Alaattin Haydaroğlu.

Bütün subaylar şaşkın şaşkın birbirlerinin yüzüne bakıyor hiçbirisi konuşmaya cesaret edemiyordu.

İleri gözcü subayı, bulunduğu yere bütün toplarıyla ateş açılmasını istiyordu. Harp tarihinde bu olay ne görülmüş, ne de duyulmuş bir istekti.

Aralarında güçlükle yapılan durum muhakemesinden sonra topçu Üsteğmen kahraman Mehmet Gönenç ‘in vasiyetini yerine getirme kararı alındı. Gözyaşları içinde bütün toplar ateşe başlamıştı. Yalnız tugayımızın topçu taburu değil, tümenin bütün topçuları bildirilen koordinatlara ateş etmeye başlamıştı. Toplar gürlemiyor hıçkırıyordu sanki…

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.